Geçtiğimiz günlerde üniversite hayatına yeni bir başlangıç yapan Helin’in son mesajı, hem ailesini hem de arkadaşlarını derinden etkileyen bir olayın kapısını araladı. Genç yaşta hayatını kaybeden bu öğrencinin yanı sıra yaşadığı zorluklar ve kaybolan hayalleri, sosyal medya üzerinden yayılan bir mesajla gündeme geldi. Helin’in yakın çevresi, onun için adeta bir araya geldi ve sosyal medyada #HelinİçinAdalet hashtag’i altında ortak bir kampanya başlattı. Bu durum, gençlerin problemlerine ve toplumdaki gençlere yönelik hassasiyet eksikliğine dair kritik bir tartışma başlattı.
Helin, İstanbul Üniversitesi’nde psikoloji bölümü öğrencisi olarak eğitimine devam ediyordu. Ailesinin ilk çocuğu olan Helin, her zaman başarılı bir öğrenci profili sergiledi. Üniversite hayatına geçiş yaptığı günden itibaren hedefleri doğrultusunda hırslı bir çalışma sergileyen Helin, mezuniyetin ardından gençlere yardımcı olmayı ve danışmanlık yapmayı hayal ediyordu. Ancak son günlerde yaşadığı bazı kişisel sıkıntılar, onun bu içindeki mücadele gücünü zayıflatmaya başlamıştı. Aile ortamında ve arkadaşlarıyla paylaşılan zorluklar, Helin’in yaşam enerjisini olumsuz yönde etkiledi.
Helin’in ailesi, daughter’larının son mesajını sosyal medya üzerinden paylaştı. Mesajda, "Bazen tüm mücadelelerime rağmen, yalnız hissediyorum. İçimdeki karanlık düşüncelerle boğuşurken, kimsenin beni anlamadığını düşünüyorum," ifadeleri yer aldı. Bu mesaj, Helin’in yaşadığı ruh halini ve mücadele ettiği duygusal dalgalanmaları gözler önüne seriyor. Ailesi, bu mesajın paylaşılmasıyla birlikte toplumda gençlerin mental sağlık sorunlarına dikkat çekmek istediklerini belirtti. Helin’in arkadaşları ise onun bu zor zamanlarında yanında olamadıklarından dolayı büyük bir pişmanlık duyduklarını ifade etti.
Helin’in vefatından sonra başlatılan #HelinİçinAdalet kampanyası, birçok genci bir araya topladı. “Göz ardı edilmememiz gerekiyor. Gençlerin ruh sağlığı konusundaki farkındalık artırılmalı,” diyen kampanya katılımcıları, akademik yaşamın getirdiği baskılar ile gençlerin üzerindeki toplumsal yüklerin arttığını vurguladı. Gençler, sosyal medyada Helin’in hayatını ve mücadelesini paylaşarak, kendi deneyimlerini de aktarıyorlar. Bu durum, sadece Helin’in hikâyesi üzerinden değil, beraberinde birçok gencin yaşadığı tükenmişlik hissine ve sorunlarına odaklanmayı hedefliyor.
Helin’in durumu, aynı zamanda eğitim sistemi ve gençlerin psikolojik sağlığına dair temel sorunlara ışık tutuyor. Ailelerin, öğretmenlerin ve toplumun bu gençlerin yaşadığı zorluklara nasıl daha duyarlı olabileceği üzerine, çok sayıda yorum ve öneri yapıldı. Duyardığımız üzere, gençlerin yalnızlık hissi, sosyal yeterlilik eksikliği ve psikolojik baskılara karşı daha güçlü bir dayanışma sergilemek gerekmektedir. Helin’in son mesajı, toplumun dikkatini çekmesi açısından önemli bir aracılık yaptı.
Helin’in kaybı, birçok insanı derinden etkileyen bir trajedi olmasının yanı sıra, gençlerin sağlık durumuna yönelik farkındalığı artırma fırsatını sunuyor. Kişisel hikâyelerin paylaşılması ve bu hikâyelerin toplumsal bir sorun haline gelmesi, hem gençlerin hem de ailelerin bir araya gelerek destek bulmaları için büyük önem taşıyor. Helin’in yaşadığı zorlukların sadece ona ait bir problem olmadığına dikkat çekilmesi, bu tür durumların önlenmesi adına toplumsal bir sorumluluk olarak görülmektedir. Bu nedenle, Helin’in iletişimde olduğu herkese seslenerek, ruh sağlığına dikkat edilmesi, daha açık bir iletişim kurmanın önemine vurgu yapmakta fayda var.
Sonuç olarak, Üniversiteli Helin’in yaşadığı zorluklar, toplumun çok yönlü bir şekilde ele alması gereken bir sorun olarak karşımıza çıkıyor. Gençlerin yalnızhislerini, kaygılarını ve psikolojik açıdan desteklenmeleri gerektiğini unutmamak adına bugünden itibaren daha bilinçli bir toplumsal farkındalık yaratmak üzerine yoğunlaşmalıyız. Helin’in hikayesini hatırlamak, onun hayatına saygı göstermekimizin yanı sıra, diğer gençlerin de benzer sorunlarla karşılaşmamaları adına bir adım atmak demektir.