Eski ABD Başkanı Donald Trump, yeniden dönmeyi planladığı siyaset arenasında dikkat çeken bir adım attı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelenski'yi gözden çıkardığına dair sinyaller veren Trump, İngiltere ile istihbarat paylaşımına sınırlamalar getireceğini açıkladı. Bu durumu değerlendiren uzmanlar, Trump’ın bu hamlesinin, Rusya ile gergin ilişkiler, Ukrayna'nın sürekli devam eden savaşı ve ABD’nin jeopolitik bakış açısındaki değişimleri yansıttığını düşünüyor. Gelin, bu krizin perde arkasına bakalım.
Trump’ın Ukrayna’ya bakışı, 2016 başkanlık seçimleri sırasında yaptığı seçim müdahalesiyle ortaya çıkmıştı. O dönemdeki skandallar, Trump’ın Ukrayna ile olan ilişkisini oldukça karmaşık hale getirmişti. Zelenski’nin başkanlık koltuğuna oturmasıyla birlikte Trump, Ukrayna’nın NATO ve AB ile entegrasyonu konusundaki destekleyici tavrını sürdürdü fakat son süreçte iki lider arasındaki ilişki kritik bir eşikten geçti. Trump, seçim sürecindeyken daha fazla destek arayışında olduğu ve iç politikada sağlam bir zemin oluşturmak için gerekli ortamı oluşturmak amacıyla Ukrayna’nın desteklenmesi gerektiğini öne sürmüştü. Ancak son dönemde, Trump’ın Ukrayna’ya dair tutumu değişiklik göstererek, Zelenski’yi desteklememekle kalmayıp ona karşı tavır almaya başladığı belirtiliyor. Trump’ın bu hareketinin, Zelenski’nin Batılı müttefikler üzerindeki etkisini azaltacağı ve Ukrayna’ya kritik yardımları sekteye uğratacağı endişeleri de gündeme geldi.
Trump’ın İngiltere’ye yönelik istihbarat paylaşımını kısıtlama kararı, uluslararası ilişkilerde büyük yankı uyandırmaya başladı. Trump, başkanlık görevi süresince İngiltere’nin istihbarat birimleriyle olan ilişkilerini geliştirmişti. Fakat bu yeni yaklaşım, sadece Zelenski ile sınırlı kalmayıp, NATO müttefikleri arasında da huzursuzluk yaratabilir. Uzmanlar, Trump’ın bu hamlesinin anglaise, ABD-İngiltere ilişkilerini de sorgulanabilir hale getirebileceğine dikkat çekiyor. İngiltere’nin sahip olduğu istihbarat birikimi, dünya genelinde silahlı çatışmalar ve istikrarsızlık durumlarında büyük önem taşıyor. Eğer Trump, bu politika değişikliğini kalıcı hale getirirse, uluslararası güvenlik dinamikleri de ciddi anlamda sarsılabilir.
Özellikle Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik saldırgan tutumu göz önünde bulundurulduğunda, Trump’ın bu tutumu, müttefik ülkelerin savunmasını zayıflatabilir. Ayrıca, Zelenski ve yönetimi için bu durum, Batı’nın desteğini kaybetme riskini de beraberinde getiriyor. Nitekim, Ukrayna, Rusya karşısında ciddi bir direnişte bulunabilmek için sadece kendi kuvvetlerine değil, aynı zamanda uluslararası destek ve işbirliğine de ihtiyaç duyuyor. Trump’ın bu tutumu, Trump’ın yeniden seçilme çabaları çerçevesinde taraftarı ve muhalifleri arasında kutuplaşmalara yol açabilecek bir mazeret haline gelebilir.
Sonuç olarak, Trump’ın Zelenski'yi gözden çıkardığına dair sinyaller vermesi ve İngiltere’ye istihbarat paylaşımındaki kısıtlamalar, önümüzdeki dönem uluslararası ilişkilerde önemli etkiler yaratacak gibi görünüyor. Türkiye'nin de artan jeopolitik önemini düşünürsek, bu tablo, sadece Trump’ın kişisel politikaları ile değil, genel dünyanın seyrini etkileyebilir. Hem ABD’nin Ukrayna politikasındaki bu radikal değişiklik, hem de müttefik ülkelerin bu duruma tepkisi, uluslararası konferans ve zirvelerde masaya yatırılacak konular arasında yer alıyor. Dolayısıyla, Trump tarafında atılacak yeni adımlar, sadece kendi siyasi geleceği için değil, aynı zamanda global politikada önemli yansımaları olabileceği için izlenmeye devam edilecektir.