Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), 23 Nisan 1920 tarihinde, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin simgesi olarak kurulmuştur. 105 yıllık tarihi boyunca, TBMM, sadece Türkiye’nin siyasi hayatında değil, ulusun varlığını sürdürmesinde de kritik bir rol oynamıştır. Bu yazıda, TBMM’nin kuruluşundan günümüze kadar olan süreç, yaşanan önemli olaylar ve demokrasiye katkıları detaylı bir şekilde ele alınacaktır.
TBMM, Kurtuluş Savaşı’nın en kritik dönemlerinde, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde Türkiye’nin bağımsızlığı için mücadele eden milletvekillerinin bir araya gelmesiyle kurulmuştur. O dönemde, Osmanlı İmparatorluğu'nun son demlerini yaşadığı bir ortamda, ulusun iradesini temsil eden bir meclisin oluşturulması, Türkiye'nin geleceği açısından bir dönüm noktası olmuştur. İlk mecliste 115 milletvekili görev almakta olup, bu sayede milli irade ortaya konulmuştur. TBMM, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini atarken, aynı zamanda özgürlük, eşitlik ve adalet gibi değerlerin savunucusu olmuştur.
TBMM’nin ilk yılları, çeşitli siyasi tartışmaların yanı sıra, iç ve dış tehditlerle doluydu. Kurtuluş Savaşı’nın başarıyla sonuçlanmasının ardından, TBMM, Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk Anayasası olan 1924 Anayasası’nı kabul ederek, modern Türkiye’nin siyasi yapısını oluşturmuştur. Bu dönemde TBMM, yasama yetkisini kullanarak, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısının geliştirilmesi için önemli düzenlemeler yapmıştır.
105 yıllık süreç içerisinde, TBMM çeşitli siyasi darbeler, sosyal hareketler ve değişimlerle karşılaşmıştır. 27 Mayıs 1960’tan itibaren, Türkiye’nin siyasi hayatında yaşanan darbeler, TBMM’nin işleyişini doğrudan etkilemiştir. Ancak her seferinde demokrasiye dönüş iradesi, halkın desteğiyle yeniden tesis edilmiştir. 1982 Anayasası ile TBMM’nin yetkileri artırılmış ve siyasi partilere yönelik yenilikler getirilmiştir.
Son yıllarda ise TBMM, çağın gereksinimlerine uygun bir modernizasyon süreci içerisine girmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte TBMM, dijitalleşme adımları atarak, daha şeffaf ve erişilebilir bir yapı kazanmıştır. Meclis içindeki komisyonlar, daha verimli çalışacak şekilde yeniden yapılandırılmış ve milletvekillerinin halkla olan iletişimlerini güçlendirmek için sosyal medya ve dijital platformlar aktif olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Ayrıca, TBMM'nin kadın temsilinin artırılması yönünde atılan adımlar, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından önemli bir gelişme sağlamıştır. Tüm bu değişimlerin yanı sıra, TBMM’nin uluslararası ilişkilerdeki rolü de giderek artmaktadır. Meclis, pek çok uluslararası organizasyona üye olarak, Türkiye’nin dış politikasını şekillendiren önemli bir aktör konumundadır.
TBMM’nin 105. yılı, sadece geçmişle yüzleşme değil, aynı zamanda geleceğe dair vizyon oluşturma anlamına geliyor. Bugün, TBMM’de kadın milletvekillerinin sayısının artması, gençlerin siyasette daha fazla yer bulması ve demokratik katılımın artırılması gibi hedefler, geleceğin şekillenmesine katkı sağlıyor. Ayrıca, çevre politikaları, insan hakları, eğitim ve sağlık alanlarında daha etkin yasaların oluşturulması, TBMM’nin öncelikli gündem maddeleri arasında yer almaktadır.
Netice itibarıyla, TBMM’nin 105. yılı, geçmişin kazanımlarını sahiplenirken, geleceğe yönelik yeni hedeflerin belirlenmesi açısından büyük bir fırsat sunmaktadır. Milletvekillerinin halk ile olan bağlarını güçlendirmeleri, temsil yetkilerini etkin bir şekilde kullanmaları ve demokrasiye olan inancı artırmaları, TBMM'nin önümüzdeki yıllardaki başarılarının anahtarı olacaktır. TBMM, demokrasinin kalbi olarak, her zaman halkın yanında olmaya ve milletin iradesini temsil etmeye devam edecektir.
Bu bağlamda, TBMM’nin 105. yılı kutlamaları, sadece tarihsel bir dönüm noktası değil, aynı zamanda geleceğe dair umut ve hedeflerle dolu bir yolculuğun başlangıcını simgelemektedir. Tüm bu süreçlerde, Ulusal iradenin temsilcisi olarak TBMM’nin önemi bir kez daha vurgulanmaktadır. Geçmişten ders alarak, geleceğe güvenle bakmak ve demokrasiye olan inancı pekiştirmek, Türkiye’nin her bireyinin sorumluluğudur.